lørdag 11. mars 2017

Norveç’ten örneklerle Anayasa nedir? Nasıl değiştirilir?

Referandumla anayasayı değiştirmenin bize sunulduğu bu günlerde, kendimize bazı sorular sormamız lazım.  Bunların başındaki soru, "Anayasa nedir?" sorusu olmalı. Sonra, bu kadar önemli şey nedir ki değiştirmeye millet meclisi, yani seçtiğimiz vekiller karar veremiyorlar da bize soruyorlar, diye merak etmemiz lazım. Bütün kanunları meclis çıkarıyor ya, bu Anayasa da kanun değil mi? Onun değişimini neden bize soruyorlar diye sormamız lazım.

Anayasa sıradan kanunlar değildir. Anayasa, yönetenle yönetilenler arasındaki anlaşmadır. Kontrattır yani. İşçiyle işveren arasındaki kontrat gibi. Apartman yöneticisiyle apartman sakinleri arasındaki kontrat gibi. Anayasa da, yönetenle yönetilenler arasındaki anlaşmadır. Yani Anayasa bizi yönetenlerle bizim, halkın arasındaki anlaşmadır. Bu anlaşma da öyle sık sık değişmez. Çünkü bu bir prensip anlaşmasıdır. Yıllarca hatta yüz yıllarca kalsın diye yapılmıştır anayasa. Anayasa içinde yapılan değişiklikler de her zaman daha iyiye, daha güzele, insana daha yakışan bir yönde yapılan değişiklikler olmalıdır.

Peki nedir anayasadaki, yani bizimle bizi yönetenler arasında yaptığımız bu kontrattaki, en önemli prensipler?

Üç tane önemli prensip üzerine kuruludur modern, demokratik toplumların anayasası. Norveç anayasası da bu üç önemli prensip üzerine kurulmuştur; Türkiye’nin su anki anayasası da benzer prensipler çerçevesinde inşa edilmiştir:

Birinci ilke, halkın egemenliği ilkesidir. Yani halkın üzerinde bir güç olamaz. Halk, kendi kendini,  seçtiği milletvekilleri, meclis yoluyla yönetilir.

İkinci ilke, güçlerin ayrımı ilkesidir. Kanunu yapan, yürüten ve yargılayan güçler ayrı olmalıdır. Çünkü o zaman bu güçler birbirini kontrol eder; biri yanlış yaparsa, öbürü diğerini uyarır. Mesela, kanun yapanlar, yani milletvekilleri bir kanun çıkarmak isterse, bu kanun yargı güçleri yani mahkemeler tarafından eleştirilirse, milletvekilleri kanunu çıkarmaktan vazgeçebilirler.

Üçüncü ilke ise inanç özgürlüğü ve ifade özgürlüğünü de kapsayan, insan hakları ilkesidir.

Şimdi, bu ana ilkeler çerçevesinde oluşturulmuş anayasa, veya bizimle bizi yönetenler arasındaki bu kontrat, değiştirilmek istendiğinde uyanık olmamız gerekir. Çünkü dediğim gibi, bu değişiklikler ne Norveç’te, ne de Türkiye’de zırt-pırt yapılmaz. Örneğin, yukarıda saydığım temel ilkeler Norveç’in ilk anayasası olan 1814 anayasasından beri değişmemiştir. 

Norvec'te Anayasa elbette değişmiştir ama Anayasa'nin bu temel prensipleri 100 yıldır değişmemiştir. Halkın egemenliği, güçler ayrılığı ve insan hakları – bu üç ana ilke 100 yıldır değiştirilmemiştir. Yapılan değişiklikler ise sadece ileriye, daha demokratik, daha adil, daha uygar olmaya yönelik yapılan değişiklikler olmuştur.

Örneğin, Yahudilerin Norveç’e girmesini yasaklayan 1814 anayasası 1851’de değiştirilmiştir. Yani Anayasa değişikliği Yahudilerin haklarını onlara geri vermiştir. İleriye doğru bir değişiklik olmuştur.

Bir başka örnek, 1990’da yapılan anayasa değişikliğiyle, artık tahta kadınların da geçebilmesi, kral olabilmesi yönünde yapılan anayasa değişikliğidir. Yani Anayasa değişikliği kadınların haklarını güçlendirmiştir. İleriye doğru bir değişiklik olmuştur.

Bir başka örnekse 2012’de yapılan Anayasa değişikliğidir. Bu değişiklikle Hristiyanlığın Norveç’in resmi dini olduğu ibaresi anayasadan çıkarılmıştır. Bunun yerine devletin “Hristiyanlık ve Hümanizm mirası üzerinde yükseleceği” ibaresi gelmiştir. Yani Anayasa değişikliği laiklik yolunda, ileriye doğru bir değişiklik olmuştur.

Anayasalar zırt-pırt değiştirilmez, dedik ya, Norveç Anayasasının nasıl değiştirilebileceğine dair çok önemli iki madde vardır:

 1. Hiçbir anayasa değişikliği, anayasanın temel ilkelerini değiştiremez
 2. Anayasa değişikliğini var olan meclis önerir. Kabul edilip edilmeyeceğine, bir sonraki seçimle başa gelen meclis karar verir. Yani o an devleti yönetenler, anayasa değişikliğini sadece önerebilirler. Değişikliğin yapılıp yapılmayacağına o an başta olanlar değil, bir sonraki seçimde başa gelenler karar verir.

Dolayısıyla, Anayasa diğer kanunlardan çok farklı olduğu için, Anayasa halkla yöneticiler arasındaki demokratik olması gereken anlaşmayı tanımladığı için, bir prensip anlaşması, oldukça önemli bir şey olduğu için onda köklü değişiklikler yapmaya millet meclisi, yani seçtiğimiz vekiller tek baslarina karar veremiyorlar, bu yüzden halka evet mi hayir mi diye soruyorlar diye düşünebiliriz.


(“Arkası yarın ...”)


Ingen kommentarer:

Legg inn en kommentar